Ümmeti

Bir bebek geldi dünyaya 1400 sene önce...

"O" geldiğinde,
Kisra'nın sarayının yıkılması değildir şaşılacak,
İran'lıların bin senedir, sönmeyen ateşinin sönmesi değildir şaşılacak,
Save gölünün çekilmesi, Semave vadisini su basması değildir şaşılacak,
İran Şahı’nın gördüğü rüyada, ülkesinin istila edileceği değildir şaşılacak...

Değildir ki şaşılacak sünnetli olarak gelmesi, göbeğinin bağlı olması...

Tarih İsa (as) ile de görmüştü konuşan bebeği,

Amine Anne, Ebe’sinin, orda bulunanlar niye duymasın, değildir ki buda şaşılacak...

Ama; bir söz vardır bebeğin ağzında,
Eller gökyüzüne açılırken,
"ÜMMETİDİR" o söz işte budur şaşılacak...

EY! RAHMET PEYGAMBERİ; RAHMET GETİRDİN DÜNYAMIZA,
Sen geldin diye,
Melekler sevindi,
Seni bekleyenler sevindi,
Seni sevenler sevindi...
Ve Rahmet artık dünyamızdadır...
Bir günlük de olsa,
MUBAREK DUDAKLARINDA BİR SÖZ;
"ÜMMETİ"

Bir gecesinde Bir beden çıkarılır yukarılara,
Aklın almadığı, fikrin bilmediği yerlere,
"O" öyle ulvidir ki, Ulvilere bile İmam'dır,
Tüm Peygamberler ardında namaz kılmakla şereflenirler,
Tüm melekler ardında namaz kılmak ile şereflenirler,
Bir an gelir, Ulul azim Melek, meleklerin Peygamberi, Cebrail (as) Vallahi! Bir adım atarsam yanarım dediği yerdir, olduğu yer...
Ama Sen! Ya sen..!
Sana mekan yoktur ki, Sana sınır yoktur ki...
Sen hiçbir varlığın adımını atamayacağı yere adımını atansındır...
Ve de bu yaşamda, O'nu beden ile gören, ilk ve sonsundur Efendim...

Var eden ile Mahlukun buluşmasında,
Aşuk ile Maşuk`un buluşmasında,
Rabb'i İle Habib`in konuşmasında,
Nedir konuşulan bilir misiniz?
Çok büyük bölümü ümmeti'dir.
Bir an gelir ki, Kalpleri en iyi bilen, Söyleneceği bilen de ki;
"Habibim burada da mı? ümmeti..."
Ya Rabb! Burada da ümmeti...
Ya Rasulullah! Orada da mı? ümmeti...
Ya Nebiyallah! Orada da mı? ümmeti...

Böyle bir Peygamberin ümmetiyiz.
"Ya Habibim! Eğer seni yaratmasaydım mükevvenatı yaratmazdım." diyor Cenab-ı Allah...

"Ya Habibim Ahmed! Ben seni alemlere rahmet olarak gönderdim." diyor Cenab-ı Allah...

Ne güzel, Muhamedil Mustafa,
Ne güzel, O`nun adı...
ÇÜNKÜ "O" RUHUMUZUN BABASI...

Ve O'na soruyorlar;
"Ya Rasullullah! Kıyamete kadar gelecek ümmetini nasıl tanırsın."

Ey ashabım! Şu Hasen ile Hüseyni, nasıl tanıyorsam, bana salat ve selam getiren ümmetimide öyle tanırım. Çünkü Allah aramızdaki perdeyi açar. Buyurmakta...

O'nun ruhu her yerde hazır ve nazırdır,
Cenab-ı Allah Habibine öyle bir ruh lütfetmiş, öyle bir kerem etmiş ki,
Hatta; "sahabelere, şehitlere dahi ölü demeyiniz." buyurmuştur...
Onlar ölmezler, O'nun için aşk ve Muhabbetle söylediğimiz zaman,
"O" alemler Sultanı perdeyi açar, bizi görür...

Dönelim en başa:
Bebekken başlayan bir sevda,
Miraç`ta, Vefatında, Ahir zamanda,
Cennete davet ederken, Cehennem kapılarını tutarken,
Herkesin "nefsi" dediği anda iken...
O'nun ağzında yalnızca bir kelime, Bir kelime,
Oda! "ÜMMETİ"
Ve tanıyorda; Salavatta, Hayr ile anışta, Bir sohbette, Bir mecliste,
Bir kitap okuyuşta, Bir ilahide, Akla geldiğinde,
Bırakılan 2 damla gözyaşında,
Zanedilmesin ki "O" yoktur, Perde açılmıyordur,
Seveni sevmez, Özleyeni özlemez,
Ananı anmaz... Değildir işte! "O" Onla birlikte olmak isteyenledir,
"O" O'nu sevenle birliktedir, Özleyenledir...
Ya! bir sitede: DEĞİŞEN NEDİR? Değişen nedir?

"O" ÜMMETİ İLE OLMAK İSTEYENDİR...
Ya! Ümmetinin hali nicedir, Ümmette Onla olmak isteyenmidir...
Mesela RAVDA;
Ravda'daki üyeler nasıldır?
Eğer ki Ravda`dakiler Onu ister ise, VALLLAHİ! "O" RAVDA'DAN DA HABERDARDIR...
RAVDA'nın üyelerinin yüreklerinin içindedir, Onların yanındadır...
Öyle ise; Bırakarak herşeyi bir kenara, AMA HERŞEYİ BİR YANA,
Yüreklerimizde onla olmaya, O'na kendimizi tanıtmaya,
eklemelerimiz ile yüreklerimizdesin, SEN NASIL SEVDİ İSEN,
BİZDE SENİ SEVİYORUZ!

“VALLAHİ PEYGAMBERİM SEVİYORUZ!”

Ebu Bekr gibi, ölüme yolculuk edemedi isekte,

Ömer gibi, sözünle amel etmeyen münafıkların kellesini uçuramadı isekte,

Osman gibi, ahlakını sergileyemedik isede,

Ali gibi, uğruna canımızı feda edip yataklara yatamadık isede,

BAK! HERŞEYİ BİR YANA BIRAKARAK,

Seninle olmak için,

Senin ümmetini görüp,

Senle meşgul olduklarını bilmen için,

Senin uğruna yandıklarını,

Ağladıklarını...

BİR SİTEDE DE OLSA,

Uğruna eklemeler eklediğini, bilmen için...

O maneviyatı yakalayabilmek için,

O`nun sevgisini kazanmak için,

O`nu haberdar edebilmek için...

Bir ekleme!

“O” İNSANLIĞIN EFENDİSİNE,

RUHUMUZUN BABASINA,

“O” ÜMMETİNE AŞIK OLANA...



































































































































































































0
0
0
0